Vergilendirme Gücü Yok Etme Gücüdür: Al Capone Davası

“Yasa dışı paradan vergi alamazlar” diyerek övünen 1920’lerin ünlü gangsteri Al Capone’un mafyatik suçlarından değil de vergi kaçırmaktan 11 yıla mahkum olması hayatın bir cilvesi olmalıydı.

Amerika’da alkol yasağının uygulandığı dönemde (1920-1933) kaçakçılık ile voliyi vuran Al Capone’nun, kumarhane ve fuhuş da dahil olmak üzere, tüm yasa dışı işlerinden elde ettiği gelir yılda 100 milyon doların üzerindeydi.1 Yasa dışı faaliyetlerinden dolayı defalarca sorgulanmasına rağmen tutuklanması için hakkında yeterli delil bulunamayan Capone’un elini kolunu sallayarak evine ve işine dönmesi polisi çileden çıkarıyordu. Herhangi bir vergi ödemeyen Capone’un yaşadığı şatafatlı hayat da cabasıydı.2 Ancak dönemin dişli savcılarından Mabel Walker Willebrandt’ın ise Al Capone için oldukça yaratıcı bir planı vardı.

Mabel Walker Willebrandt

Willebrant, planını ilk defa Güney Carolina’yı mesken tutan alkol kaçakçısı Manley Sullivan üzerinde test etmeye karar vermişti. Tıpkı diğer kaçakçılar gibi lüks bir hayat yaşayıp, kuruş gelir beyan etmeyen mafya babasını vergi kaçakçılığından tutuklamayı kafasına koymuştu. Willebrant yanılmamıştı. Gerçekten de yasa dışı alkol trafiğinden elde edilen gelirin vergilenebilir olduğuna kanaat getiren mahkeme, Sullivan’ı suçlu buldu.3 İşte Chicago’dan kilometrelerce ötede görülen bu davanın sonucu Al Capone’un kaderi için bir dönüm noktası oldu. Alkol kaçakçılığından cinayete kadar sayısız suça karışan Capone, 1931’de vergi kaçakçılığından 11 yıla mahkum olarak günümüz parasıyla $3.431.640 vergi borcu ile karşı karşıya kaldı.4 Böylece Al Capone, “ikame suç” (substitute/proxy crime) yöntemi ile hüküm giyen ilk suçlulardan biri oldu.5

Al Capone

Susmak ya da susmamak

Al Capone’un mahkumiyetine giden yolda taşları döşeyen olay, 1916 yılındaki bir kanun değişikliği olmuştu. “…hangi kaynaktan olursa olsun yasal ticari faaliyetlerden elde edilen net gelir”in vergilendirileceğine dair kanun hükmündeki “yasal” kelimesinin kanundan sessiz sedasız çıkarılması birçok tartışmayı da beraberinde getirmişti.6

Bu değişiklikle artık yasa dışı gelirin vergilenebileceğini düşünülüyordu. Ancak kimilerine göre, böyle bir vergilemeye “susma hakkı” engel oluyordu. Buna göre, kişinin kendi aleyhine delil vermeme hakkının bir uzantısı olarak yasa dışı gelirlerini beyan etmeye zorlamak mümkün değildi. Bununla beraber, uygulamada da yasa dışı gelirlerin satır satır beyan edileceğini beklemek de pek gerçekçi değildi. Nitekim böyle bir beyan ile suçun itirafı arasında herhangi bir fark yoktu.7

Ancak Willebrant’ın tezi oldukça güçlüydü. Dürüst vatandaşların vergilerini ödedikleri, kanun kaçaklarının ise vergiden muaf oldukları bir vergi sisteminde adaletten söz edilemezdi. Gerçekten de kanuna aykırı bir davranışın neden bir başka kanundan muafiyet doğurduğunu açıklamak mümkün değildi. İşte Sullivan davasında, mahkeme tam da bu gerekçelerle yasa dışı gelirin vergilenebileceğine karar vererek, bu tartışmalara son noktayı koydu.8

Vergilendirme gücü yok etme gücüdür.

Vergilendirme Gücü Yok Etme Gücüdür.

Tartışmaların sonu, bir başka dönemin başlangıcı oldu. Artık Amerika’da vergi denetiminin organize suçlara karşı silah olarak kullanılmaya başlandığı bir dönem başlıyordu.9 İkame suç olarak adlandırılan bu yöntem ile gerek bulundukları eyaletin polis teşkilatıyla kurdukları iş birliği gerekse çok titiz davranmaları neticesinde mafyatik suçlardan yakalanamayan organize suç örgütü üyelerinin federal bir suç olan vergi kaçırma suçundan yakalanması amaçlanıyordu.10

İşte Al Capone davasıyla vergi denetimi, vergi kaçakçılığı ortak paydasında birleşen organize suç örgütlerinin çökertildiği yegane araç haline geldi. Böylece ünlü hukukçu John Marshall’ın “Vergilendirme gücü yok etme gücüdür.” sözleri bu yöntemde tam anlamıyla hayat buldu.

  1. Nicholas, T., Chen, D. “Al Capone”, 12.04.2009, Harvard Business Review Case No: 809-144.
  2. Parsley, F. Al Capone The Biography of a Self-Made Man, Garden City, New York.
  3. US v Sullivan 274 US 259, 263 (1927).
  4. https://www.irs.gov/pub/irs-utl/file-2-report-dated-12211933-in-re-alphonse-capone-by-sa-frank-wilson.pdf.
  5. Kacaljak, M. (2015) “Tackling Illegal Activities Through Tax Law- Al Capone Case Study” Law and Economics Review, Vol.6 No: 1, s. 48.
  6.   Baker, R. (1951) “Taxation: Potential Destruction of Crime”, Chicago-Kent Law Review, Vol. 29, No: 3, s. 203.
  7. Bittker, B. (1974) “Taxing Income from Unlawful Activities” Case Western Reserve Law Review Vol. 25, No. 130, s. 132.
  8.  US v Sullivan 274 US 259, 263 (1927).
  9. Lusty, D. “Taxing the Untouchables Who Profit from Organized Crime” Journal of Financial Crime, Vol. 10, No: 3, s. 212.
  10. Kacaljak, M. (2015) “Tackling Illegal Activities Through Tax Law- Al Capone Case Study” Law and Economics Review, Vol.6 No: 1, s. 48; Baker, R. (1951) “Taxation: Potential Destruction of Crime”, Chicago-Kent Law Review, Vol. 29, No: 3; Lusty, D. “Taxing the Untouchables Who Profit from Organized Crime”  Journal of Financial Crime, Vol. 10, No: 3; Baker, R. (1953) “The Federal Taxing Power and Organized Crime” Washington Law Quarterly, No: 2.