Kafası Uçurulan Bir Kral: I. Charles

Bir varmış, bir yokmuş… Adına İskoçya denen uzak bir diyarda, bir kral ve bir kraliçe yaşarmış. Bir sonbahar gününde, ikinci oğlunu dünyaya getiren Kraliçe, bebeğine Charles adını koymaya karar vermiş. Ancak Charles’ın sağlıksız ve çelimsiz bir bebek olması Kral ve Kraliçeyi çok üzermiş. Neyse ki Charles’ın aksine sağlıklı ve gürbüz bir delikanlı olan ağabeyi Henry’nin tahtın varisi olması içlerine biraz da olsun su serpermiş. Ama kader bu ya Charles’ın ağabeyi, müstakbel Kral Henry’nin beklenmedik ölümüyle, yaşamasına ihtimal bile verilmeyen Charles İngiltere Krallığı’nın veliahdı oluvermiş.

Mutlak Güç ve Değişen Dünya

1626’da tahta çıktığında Charles daha 25 yaşındaydı. Çok zor bir dönemde kral olmuştu. Dünya değişiyordu. Ticaret gelişiyor ve burjuvazi giderek güçleniyordu. Ekonomideki değişiklikler hayatı ve siyaseti de etkileyecekti.  Feodalite ve hatta kralın yetkileri bile sorgulanmaya başlanmıştı artık.

Charles tahta çıktıktan kısa bir süre sonra Parlamento’yu topladı. Amacı İspanya’ya karşı açılan savaşı finanse edecek geliri toplamak için onay almaktı. Ancak Parlamento ihtiyacı olan kaynağın yalnızca ufak bir kısmını sağladı. Üstüne üstlük ezelden beri krallara tanınmış bir hak olan gümrük vergisi (tonnage and poundage)toplama yetkisini de sınırladı.1

Parlamento ile I. Charles arasında başlayan bu sürtüşme yalnızca bir başlangıçtı. Charles, Stuart hanedanlığının devlet iktidarının kaynağını ilahi hukukta bulan ve krala sonsuz imtiyazlar sağlayan fikirlerini sonuna kadar benimsiyordu.2 Ona göre, Stuart hanedanlığı Tanrı tarafından kutsanmıştı. Kral yalnızca Tanrı’nın yeryüzündeki elçisi olarak değil, aynı zamanda Tanrı sıfatıyla tahta sahipti. Bu kutsal hak krala mutlak bir güç veriyordu.3 Bu kafayla Charles’ın Parlamento ile uzlaşmaya varması, pek tabii ki, imkansızdı.

Alternatif Bir Vergi-1: Zorunlu Borç (Forced Loan)

Fransa ve İspanya ile devam eden savaşlar Charles’ı meteliksiz bırakmıştı. Vergi toplamak için Parlamento’dan onay alamayan Charles vergi toplamanın alternatif yollarını araştırmaya başladı.4 Danışmanlarının da gazına gelip “zorunlu borç” (forced loan) uygulamasını başlattı. Ne de olsa o bir kraldı. Halkı ona seve seve seve borç verirdi.

Her ne kadar adı “borç” olsa da bu paraların geri ödenmeyeceği aşikardı. Yavaş yavaş çatlak sesler yükselmeye başladı. Ve nihayet 1627’de beş şövalye bu borcu vermeyi reddetti. Charles, bu beş şövalyenin tutuklanması emrini verdi. Herhangi bir gerekçe göstermeksizin yapılan bu tutuklama Parlamento’nun pek hoşuna gitmemişti.5 Bu da yetmezmiş gibi, tarihe “Beş Şövalye Davası” (Five Knights’ Case) olarak geçen davada, mahkeme Kralı haklı buldu.6 Huzursuzluk giderek artıyordu.

Alternatif Bir Vergi-2: Gemi Parası (Ship Money)

Parlamento’nun vergilere onay vermesi için defalarca şansını deneyen Charles her seferinde eli boş dönüyordu. Charles’ın sağ kolu Birmingham Dükü’nün Parlamento taraftarları tarafından öldürülmesi bardağı taşıran son damla oldu. 1629’da Parlamentoyu lağveden Charles’ın 11 yıllık şahsi istibdat dönemi (personal rule) işte böyle başladı.7

Gelir için kıvranan Charles, parlamento onayı gerektirmeyen alternatif vergi türlerini araştırmaya devam ediyordu. İmdadına bu sefer de “gemi parası” (ship money) yetişti. 1634’te uygulamaya konulan bu vergi ilk zamanlarda sadece liman şehirlerinden alınıyordu. 1635’ten itibaren Charles gemi parasını iç bölgelerden de toplamaya başlarken, yine kendisinin oluşturduğu bir meclis de jürisiz yargılamalar yapıp ve düşmanlarına büyük cezalar kesiyordu.8

Charles’ın vergi konusundaki yaratıcılığı sınır tanımıyordu. Zorunlu borç ve gemi parasının yanı sıra gümrük vergilerini tahsil etmeye devam ediyordu. Zorunlu şövalyelik dolayısıyla toplanan ücretler (fees from compulsory knighthood) ve asker üniformaları ve talimleri için toplanan paralar (coat and conduct money) da cabasıydı.9

Parlamento onayı alınmaksızın uygulanan bu alternatif vergiler ve keyfi tutuklamalar giderek rahatsız edici olmaya başlamıştı. Parlamento’da da ateşli tartışmalar devam ediyordu. Bir kısım parlamenterler (Roundheads) kralın keyfi vergileme ve tutuklama yapamayacağını savunurken, diğer bir kısım parlamenterler (Cavaliers) ise kralın aynı zamanda kanunun kendisi olduğunu ve kimsenin onun yetkilerini sınırlayamayacağını söylüyordu.10

İç Savaş ve I. Charles’ın İdamı

Tüm bu keyfi vergilemelere ve tutuklamalara mezhep çatışmaları da eklenince Charles’ın suyu ısınmaya başlamıştı. 1642’de Charles’ın 5 milletvekini tutuklamaya kalkışması, Parlamento ile Charles arasındaki iplerin kopmasına yetti. Böylece 1642’de İngiliz İç Savaşı başladı. Parlamento kendi ordusunu (New Model Army)oluşturmuş, disipliniyle ünlü Oliver Cromwell ise bu ordunun önde gelen kumandanlardan biri olmuştu.11

İç Savaş, Parlamento ordusunun galibiyeti ile sonuçlandı. Kralın ordusu dağıtılmıştı. Bu başarı, Parlamento tarafında Cromwell’in gücüne güç katmıştı.12

Yakalanan Charles, 1949’da içerisinde “özel mülkiyeti kanunsuz şekilde gasp etmek” ve “vatana ihanet”gibi suçların da bulunduğu iddialarla mahkemeye çıkarıldı. Bir kesim ise hala kralın yargılanamayacağını söylüyordu.13 Cromwell ise niyeti bozmuştu ve tarihe şu sözleriyle geçti:14

“Size söylüyorum, (O Kralın) kafasını başındaki taç ile birlikte uçuracağız.”

“I tell you, we will cut off his head with the crown on it”

Mahkeme Charles’ı suçlu buldu ve kafasının kesilerek idam edilmesine karar verdi. Cromwell’in iddia ettiği gibi, I. Charles tahtından bile indirilmeden kral unvanını taşıyarak idam edildi. Büyük Britanya ise 1660’ta monarşi geri getirilinceye kadar 11 yıl boyunca bir cumhuriyet olarak yönetildi.15

Kıssadan Hisse

I. Charles’ın parlamento onayı olmaksızın yaptığı vergilemeler, Büyük Britanya’nın siyasi rejimini kökten değiştirecek bir süreci başlatmıştır. Haksız vergilendirme temel insan haklardan biri olan mülkiyet hakkının ihlali anlamına gelir. Charles’ın yetkisini aşarak yaptığı bu keyfi vergilendirmeler halkta huzursuzluk yaratmış; bu huzursuzluk siyasi, ekonomik ve sosyal alandaki diğer sorunlarla birleştiğinde ülkeyi bir iç savaşa götürecek kadar büyümüştür. Charles ise bunun bedelini hayatıyla ödemiş ve tarihe idam edilen tek İngiliz Kralı olarak geçmiştir.

  1. Aitken, R. Aitken M. (2007)“The King Who Lost His Head: The Trial of Charles I” Litigation Magzine Vol. 33/3, s. 5.
  2. İlal, E. “Magna Carta” http://dergipark.ulakbim.gov.tr/iuhfm/article/viewFile/1023004330/1023003239; Aitken, a.g.m., s. 6.
  3. I. James (1609) “ A Speech ot the Lords and Commons of the Parliament at White-Hall”.
  4. Cockfield, A. Mayles, J. (2013) “The Influence of Historical Tax Law Developments on Anglo-American Laws and Politics” Colombia Journal of Tax Law, s. 51.
  5. Willms, S. (2006) “The Five Knights’ Case and Debates in the Parliament of 1928: Division and Suspicion Under King Charles I” Constructing the Past Vol. 7/1, s. 93.
  6. https://britanyabilgi.blogspot.com.tr/2016/07/1642-1651-ingiliz-ic-savas-bolum-1.html.
  7. A.e.
  8. Cockfield, a.g.m., s. 55; Aitken, a.g.m., s. 6.
  9. Marcotte, E. (1975) “Shrieval Administration of Ship Money in Cheshire, 1637: Limitations of Early Stuart Governance” Bulletin of the John Rylands Library Vol. 58/1 s. 137.
  10. Willms, a.g.m., s. 94-95.
  11. Aitken, a.g.m. s. 7.
  12. https://britanyabilgi.blogspot.com.tr/2016/09/1642-1651-ingiliz-ic-savas-bolum-3.html.
  13. Aitken, a.g.m. s. 9; https://britanyabilgi.blogspot.com.tr/2016/10/1642-1651-ingiliz-ic-savas-bolum-4-kral.html.
  14. Muddiman, J. G. Trial of Charles the First (Edinburgh, n.d.) p. 70.
  15. Aitken, a.g.m. s. 11.